Kılıçlar Kınına, Sözler Kalbe Dönsün

Yazar: habibustun | Tarih: 13 May 2025

AI tarafından yazıldı

Bugün susan silahlar, sadece bir örgütün faaliyetlerinin sonu değil; aynı zamanda bir devrin kapanması, başka bir devrin kapısının aralanmasıdır. Her ne kadar siyasi mahfillerde bu gelişme strateji, taktik ya da diplomasiyle açıklansa da hakikatte olan; kavganın yerini kelâma, korkunun yerini umut ışığına bırakmasıdır.



Zira bir kavimle kavga, onun diliyle değil, onun hakkıyla çözülür. Bir halkı susturmakla değil, duymakla, bastırmakla değil, tanımakla barış kurulur.



Silahı bırakmak, sadece elden değil, yürekten vazgeçmekle mümkündür. Eğer yürek hâlâ kinle, nefretle, düşmanlıkla doluysa; o silah bırakılmış sayılmaz, sadece gizlenmiştir. Ne zaman ki kin yerini merhamete, nefret yerini hikmete, öfke yerini adalete bırakır; işte o zaman silahlar gerçekten toprağa gömülür.



Bugün bir halk, Kürt halkı, onlarca yıl boyunca inkâr edilmiş bir kimliğin, bastırılmış bir kültürün, ertelenmiş bir onurun mirasçısıdır. Bu halkın gözündeki öfke, sadece bugünün değil; geçmişin, bugünün ve geleceğin korkusudur. Bu yüzden silahın bırakılması yeterli değildir. Hak teslim edilmeli, haksızlık itiraf edilmelidir. Barış, sadece masada değil, kalpte yapılmalıdır.



Devlet, ancak adaletle yaşar. Millet, ancak kardeşlikle büyür. Hakikat, ancak hikmetle kabul görür. Hiçbir anayasa, hiçbir antlaşma, Allah’ın kulları arasına nifak sokmaya meşruiyet kazandıramaz. Lozan'la kimliğin silinmişse, sen onu yeni bir anayasa ile geri vereceksin. 1924’te bastırılmışsa, 2024’te ayağa kaldıracaksın.



Silahların susması için liderlerin konuşması yetmez; annelerin gözyaşı dinmeli, gençlerin dağlara değil kitaplara yöneldiği bir ülke kurulmalıdır. Bu ülkede Türk, Kürt, Arap, Çerkez fark etmeden herkesin alnı açık, yüreği ferah olmalıdır. Zira Rabbin nezdinde üstünlük, kavimde değil; takvada, sadakatte, barışta, merhamettedir.



Bugün bazıları, geçmişin liderlerini hâlâ suçla, kinle anıyor. Oysa ben, tevbenin kapısını kapatmam. Kim ki geçmişinden döner, zulmünü terk eder, yeni bir sözle, yeni bir niyetle yola çıkarsa; o kişi geçmişinden azadedir. Çünkü Rab, bağışlayanların en hayırlısıdır.



Ve ey bu topraklarda yaşayan her halkın evladı! Şunu bil ki, bu ülkenin barışı senin sözünle, senin adımınla kurulacak. Meclis değil, senin mahallendeki komşulukla. Bakanlar değil, senin iftar sofrandaki dua ile. Büyük barış, büyük sözle değil; küçük tebessümlerle kurulur.



Artık söz kalbin olsun. Artık mücadele, ötekini yok etmek değil; onu anlamak için olsun. Ve artık silah değil, irfan konuşsun.



Çünkü gerçek zafer, düşmanı alt etmekte değil; düşmanlığı ortadan kaldırmaktadır.

Geri Dön