Adalet Yoksa Huzur da Olmaz

Yazar: habibustun | Tarih: 11 May 2025

AI tarafından yazıldı

Zaman zaman dönüp kendimize sormamız gerekir: Bu topraklarda neden huzur yok? Neden insanlar birbirine güvenmiyor, neden çocuklar geleceğe umutla bakamıyor, neden gece yastığa başımızı koyduğumuzda içimizden bir boşluk geçiyor?



Sebebi ne ekonomik kriz, ne siyasal kutuplaşma, ne de dış güçler.



Sebep, insanın kendi içinden uzaklaşması.



Adaleti kaybettik. Hem bireysel anlamda hem toplumsal düzlemde. “Bize dokunmayan yılan” felsefesiyle büyüttüğümüz her suskunluk, bir sonraki adaletsizliğe zemin hazırladı. Hakkı bilen ama susanların sayısı arttıkça, zalimlerin sesi daha gür çıkmaya başladı. Şimdi herkes mutsuz. Şimdi herkes şikâyetçi.



Ama kimse aynaya bakmak istemiyor.



Bozulma Nereden Başlar?



Bugün sokakta konuştuğunuz her insan, faizin haram olduğunu söyler. Kimse yalanı, hileyi, adam kayırmayı savunmaz. Herkes “hakkını” ister.



Peki, helal kazancın ne kadarına razıyız? Torpille işe girmenin nesi yanlış diye soranlara kaç kişi karşı duruyor?



Faizli krediyi çare görenler, başkasının sırtına binen sistemin parçası olmaktan gocunmuyor. Çünkü inanç, dilde kalmış. Yaşam, başka bir rotaya sapmış. Vicdanlarımız yorulmuş, ruhlarımız suskun.



Oysa sistem değil, insan değişirse her şey değişir. Korkular, alışkanlıklar, hesaplar bir kenara bırakıldığında; içten, sahici bir dönüşüm başlar.



Toplumsal Huzurun Temeli: Adalet



Bir toplumda dürüstlük değer kaybetmişse, makamlara da hileli insanlar yerleşir. Zalim, sadece zulmeden değildir; zulme göz yuman da onun ortağıdır. Bu yüzden değişim, yukarıdan değil, aşağıdan başlar. En tepeden değil, en dipten yükselir.



Bir kişi dürüstlüğüyle bir mahalleyi, bir mahalle adaletiyle bir şehri, bir şehir vicdanıyla bir ülkeyi değiştirir.


Bugün bu cesur duruşa her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.



Kurtarıcı Beklemek Yerine



Kimse kurtarıcı beklemesin. Kurtuluş, içimizde.



Adalet bir kavram değil, bir yaşam biçimi olmalı. Faiz sadece bir finans meselesi değil, insanın kanaat ve güven duygusuyla ilgili bir imtihandır. Ve huzur, sadece sessizlik değil; hak yerini bulduğunda gelen içsel bir sükûnettir.



Bu ülkede hâlâ umut var. Çünkü hâlâ düşünen, sorgulayan, vicdanını yitirmemiş insanlar var. Yeter ki önce kendimizden başlayalım. Çünkü bir toplum, ancak bireyleri doğrulduğunda ayağa kalkabilir.



✍️ Bir suskunun ortasından yazan, vicdanı hâlâ ağır basan biri.

Geri Dön