Bazı günler olur... Sabah güneşi gibi gülümsersiniz hayata. Her şey yolundadır, içinizde tarifi zor bir sevinç vardır. Sonra ne olur bilinmez… Küçücük şeyler büyür, neşeniz uçar gider, işler sarpa sarar, huzur darmadağın olur. İşte o an aklınıza gelir: "Acaba nazar mı değdi?"

"Nazar", halk arasında çokça konuşulur, bazen küçümsenir, bazen de fazla büyütülür. Kimi buna batıl inanç der geçer, kimi ise yaşadığı tecrübelerle nazarın gerçekliğine gönülden inanır. Ama işin ilginç tarafı, nazar sadece kulaktan dolma bir efsane değildir. İslam inancına göre de nazar haktır, gerçektir. Hatta Peygamber Efendimiz (s.a.v) bunu açıkça ifade eder:

"Nazar haktır. Eğer kaderi geçecek bir şey olsaydı, onu nazar geçerdi." (Müslim)

Demek ki öyle yabana atılacak bir konu değil bu. İnsanın kalbinde gizlenen haset, bazen bakışlarında zehir olur. O bakış görünmez ama iz bırakır. Kıskançlıkla süzülen bir göz, hiç bilmeden, hiç istemeden, başka birinin huzurunu dağlayabilir.

Peki ne yapmalı? Sürekli kendimizi gizleyelim mi? Paylaşmayalım mı sevinçlerimizi, başarılarımızı, çocuklarımızı, hayatımızı? Hayır. Bu, çözüm değil. Ama korunmak mümkün. En güzel korunma ise elbette Allah’a sığınmakla olur.

Kur’an’da bu konuda bize bir kalkan gibi verilen sureler var. Felak ve Nas sureleri, adeta manevi bir zırh gibi üzerimize alınabileceğimiz dualardır. Ayet-el Kürsi, Allah’ın kudretini hatırlatır bize; “Hiçbir şey O’nun izni olmadan zarar veremez” der. Her sabah bu surelerle güne başlamak, sadece dilimize değil kalbimize de güven verir.

Bir de Peygamberimizin torunları Hasan ve Hüseyin’e okuduğu dua var ki, her anne-babanın dilinde olmalı:

“E’ûzü bi-kelimâtillâhi’t-tâmmeti min kulli şeytânin ve hâmmetin ve min kulli ‘aynin lâmmeh.”

Ne büyük incelik, ne büyük şefkat…

Aslında mesele şu: Dünya her zaman dostça bakmaz insana. Ama biz hem sevincimizi paylaşacağız hem de tedbirimizi alacağız. Unutmayalım, tevekkül her şeyin sonunda gelir; ama önce tedbir gelir. Kur’an’la sığınıp, kalbimizi Allah’a yönelttiğimizde, nazar da olsa, dert de olsa göğüsleyebiliriz.

Son söz mü?

Hayat paylaştıkça güzel ama nazardan sakınmak da bir o kadar önemli. Bu yüzden sevinçlerimizi gösterirken, “Maşallah” demeyi, Allah’a sığınmayı ve dualarla kendimizi kuşatmayı ihmal etmeyelim.