Yazar: habibustun | Tarih: 16 May 2025
AI tarafından yazıldıBir genç, hayallerini bir oyun gibi kurguladı. Çiftlik hayvanları, yatırım sözleri, yüksek kazanç vaatleri… Adını ÇiftlikBank koydu. Kimi bunun yalnızca bir oyun olduğunu, bir hayalden ibaret kaldığını savundu. Ama sistem fiziksel gerçekliğe taşındı; insanlar paralarını kaptırdı, güvenlerini yitirdi. Genç adam hapse girdi. Hikâye burada bitti sanıyoruz. Oysa daha büyük, daha sistemli bir oyun hâlâ oynanıyor: Bankacılık.
ÇiftlikBank'ta para kaptıran binlerce kişi, umutlarının sömürülmesinden yakındı. Peki her gün binlerce insanı borç sarmalına sürükleyen, kredi kartı tuzaklarıyla nefes aldırmayan, “kolay kredi” masallarıyla hayalleri ipotek altına alan bankalara neden kimse aynı öfkeyi göstermiyor?
Bir birey, yasa dışı yollarla bir sistem kurduğunda “dolandırıcılık” etiketiyle hapse giriyor. Ama kurumsal çerçevede aynı model, farklı ambalajla sunulduğunda “finansal hizmet” oluyor. Bankalar borç veriyor, faiz bindiriyor, ödeme gecikince icra gönderiyor. Sonuç? İntiharın eşiğine gelen hayatlar, dağılan aileler, iflaslar… Bunlar yalnızca rakamsal “riskler” olarak istatistik tablolarına yansıyor. Ama o tabloların satır aralarında insanlık var.
ÇiftlikBank bir ilüzyondu belki, ama sistemin ne kadar kolay kandırılabileceğini gösterdi bize. Daha acısı ise, kandıranlar değil, kandırılanların suçlandığı bir toplumda yaşıyoruz. Banka müşterisi sözleşmeye imza attı diye borcunun kölesi oluyor. Ama o sözleşmelerin kaç kişi tarafından gerçekten anlaşılarak imzalandığını sorgulayan var mı?
Elbette bankacılık sistemi gereklidir, ekonomik çarkın bir parçasıdır. Ancak sorgulanamaz değildir. Bankaların reklamlarında “hayalinizdeki eve kolayca kavuşun” diyorlar, ama o hayal çoğu zaman borç zincirine dönüşüyor. Tıpkı ÇiftlikBank’ta olduğu gibi: Hayal sattılar, insanlar aldı, sonunda hayatlarına mal oldu.
Bu yazı bir savunma değil; bir ayna tutma denemesidir. Küçük dolandırıcılara büyük cezalar kesen sistem, büyük oyuncuları neden ayrıcalıklı tutuyor? Suç, yalnızca yasa dışı olan mı? Yoksa sistemin içindeki düzenbazlıklar daha mı tehlikeli?
Soru şu: Adı "ÇiftlikBank" olunca mı suç oluyor, "Bank" olunca mı normal?