Yazar: habibustun | Tarih: 15 May 2025
AI tarafından yazıldıBugün Türkiye başta olmak üzere, tüm İslam coğrafyasının ve bağımsızlık peşindeki halkların yaşadığı sorunlar; rastlantı değil, planlıdır. Ama bu yazı acıların dökümünü değil, bu oyunu bozmanın yollarını yazmak için kaleme alındı. Her emperyalist plan, geçmişin yeniden yorumlanmasıyla başlar. Tarihini senden alırlar, senin yerine sana başkasının yazdığı bir tarih verirler. Bugün kaç kişi Sykes-Picot’un, Sevr’in, Şark Meselesi’nin ne olduğunu biliyor? Kürt'ün, Türk'ün, Arap'ın birlikte verdiği mücadeleleri kaç kişi okudu? Tarih bilmeyen millet, düşmanını dost sanır. Bu yüzden önce öğrenmeli, sonra hatırlamalıyız. Çünkü unutanlar, yeniden köle edilir. Emperyalizmin en etkili silahı: cehalettir. Bilgiyle silahlanmayan halk, düşmanını sloganlarla yargılar; dostunu çığırtkanlarla alkışlar. Gerçek bilgiye ulaşmanın önündeki bariyerleri aşmalıyız. Her şeyin göze, kulağa, duygulara değil; akla dayandığı bir bilinç inşa etmeliyiz. Algı yönetimi artık savaşın ilk adımıdır. Sosyal medyada dolaşan her haber, her görüntü, bir silah olabilir. Okumayan, sorgulamayan, araştırmayan bir toplum, kendi ayağıyla emperyalizmin planına yürür. Bugün Kürt ile Türk’ün; Alevi ile Sünni’nin; sağcı ile solcunun arasına sokulmaya çalışan fitne, emperyalizmin el yapımıdır. Böl, parçala, yönet: Yüzyıllardır aynı masa, aynı oyun. Eğer biz birbirimizi ötekileştirir, kimliklerimizi duvar haline getirirsek, emperyalizme direnemeyiz. Çünkü dış düşman, içerdeki bölünmeyi sever. Kardeşliğimizi kutsal saymadığımız sürece, hiçbir bayrak altında özgür yaşayamayız. Emperyalizm sadece silahla değil, dolarla gelir. Üretmeden tüketen, ithalatla yaşayan, borçla büyüyen bir ekonomi; bir gün el pençe durur. Kendi parasına güvenmeyen bir ülke, kendi kararını da veremez. Yerli üretim, milli teknoloji, stratejik sektörlerde bağımsızlık; emperyalizme karşı ekonomik kalkandır. Bu kalkan zayıfsa, toplumsal bütünlük de zayıflar. Popüler kültür adı altında; kimliğimiz, dilimiz, müziğimiz, inançlarımız silinmek isteniyor. Bir halk kendi dilini, şarkısını, masalını, atasözünü kaybederse; sonra kendisini de kaybeder. Emperyalist güçler, toplumu dönüştürmeden yönetemez. O yüzden önce değerlerimizle oynarlar. Moda gibi dayatılan yaşam biçimlerine direnmek, sadece ahlak meselesi değil; kültürel direniş meselesidir. Bugün savaş cephede değil, ekranda kazanılıyor. Dijital platformlar üzerinden insanlar yönlendiriliyor, sosyal medya üzerinden toplumlar kutuplaştırılıyor. Kendi verilerini koruyamayan toplum, geleceğini de koruyamaz. Dijital egemenlik, 21. yüzyılın bağımsızlık savaşıdır. Emperyalizme en büyük direnç, bilinçli halktır. Darbe isteyenle, dış müdahale çağrısı yapanla, sokakları kaosa sürükleyenle hesaplaşmazsak; içeriden yıkılırız. Gerçek demokrasi, seçme hakkı kadar; sorgulama, hesap sorma ve ortak akıl üretme sürecidir. Güçlü kurumlar, adil hukuk, özgür basın ve sorumlu halk, emperyalist müdahaleye karşı en büyük savunmadır. “Oyun bittiğinde satranç tahtası kalkar, piyon da şah da aynı kutudadır.” Eğer bu millet yeniden ayağa kalkacaksa, önce neyle savaştığını bilmelidir. Emperyalist, maskesini takmadan önce; biz gözümüzü açmalıyız. Her kriz, bir fırsattır. Her oyun, bir karşı hamleyle bozulur. Bu çağda özgürlük; sadece savaşta değil, zihinde, ekonomide, kültürde ve ahlakta kazanılır. Düşmanı tanımak yetmez, kendimizi bilmek zorundayız. Çünkü zinciri ancak anahtarı olan kırar.
Bir millet kendi içinden çökertilmedikçe, dışardan yıkılamaz.
Bu söz, yaşadığımız çağın en çıplak gerçeğidir. Emperyalizm, artık ordularla değil; algılarla, ekonomiyle, iç çatışmalarla gelir. Gelişini anlamazsın bile... Bir sabah kalkarsın ve kardeşinle konuşamaz, komşuna güvenemez, gençliğine umut veremez olmuşsundur.
1. Tarihi Bilmeden Tuzaktan Kurtulamazsın
2. Bilgiyle Silahlan, Cehaletle Değil
3. Kardeşliğini Kaybeden, Vatanını da Kaybeder
4. Bağımsızlık, Ekonomiyle Başlar
5. Kültürünü Koru, Kimliğini Unutma
6. Siber Güvenlik ve Bilgi Egemenliği
7. Gerçek Demokrasi: Halkın Bilinçli İradesi
Son Söz